
Eee ne olmuş? Olamaz mı? İnsanın kendi kendine soru sorması güzel bir şey sayın okur. Şöyle bir düşünür silkelenir kendine gelirsin. Nasıl kendine gelirsin peki? Kendine soru sorarak. Kendime soru sorduğumda ne mi oldu? İşte bu oldu. Bloğa yazı yazıyorum. Bir bloğumun olduğunu hatırladım. Titredim ve kendime geldim. Umarım sizin de unuttuğunuz bir şey aklınıza gelir. Belki de aklınıza gelmiştir. Varsa yorumlarda buluşalım.
“Ben neden bu kadar az yazıyorum?” Sorusuna verilecek pek bir cevabım yok. Üşengeçlik, iş güç derken unutulup gidiyor. Burayı ilk açtığımda da çok umudum yoktu zaten, az yazarım diyordum. Aylık faturasını ödemeyi unutmuyorum ama. Hem yazmayayım, hem de kapanmasıncılardanım. Aylar sonra da olsa bloğun veri tabanında güller açtırabilmek iyi hissettiriyor. Az da olsa iç dökme seansı oluyor.
Neyse ben kaçtım, Sağlıcakla…
Bu yazıya tepkin ne?
Merhaba sayın okur! Ben, izlediği diziyi yarıda bırakıp başka diziye geçen, kitap alıp aylar sonra okuyan, bir oyuna başlayıp yarısında bırakan standart bir kişiyim. Bu blogda; izlediklerimi, okuduklarımı, dinlediklerimi, oynadıklarımı ve zaman zaman saçma sapan konularda yazarım. Kahve severim ama çayı kıramam, sabahları zor uyanırım ama gece yazı yazmak için yaratıldığımı düşünürüm. Arada sırada teknolojiye, çoğu zaman saçma düşüncelere dalarım. Kendime not alanım gibi burası. Ama belki sana da dokunur diye paylaştığım şeylerle buradayım. Okuyorsan, muhtemelen aynı frekanstayız. Yazıları beğendiysen yorumlarda buluşup sohbet edelim.
YAZAR PROFİLİNİ GÖRBenzer Yazılar
Yorumlar
Uzun zaman yazmayınca blogu olduğunu unutuyor insan çok doğru keşke hep vakit olsa hep yazsak 🙂
Mail adresinden tanır gibi oldum seni.




