Bir akıl sağlığı kaybetme şekli olarak Valorant!
Hem nefret ediyoruz hem de oynuyoruz. Bu nereye kadar böyle devamm edecek sayın Valorant?...
Valorant oyununu duymayan yoktur sanırım. Aşırı sarıyor olması zaman öldürmek için iyi olsa da oyundaki troller bitmiyor ve kaliteli zamanının içine ediyor. Valorant oynuyorsanız zaten görmüşsünüzdür bu tipleri.
Kimisi oyunu satar, Spike alır kurmaz, yerini belli eder, sona kalır cins cins hareketler yapıp kendini öldürtür. Riot Games bu trolleri banlamıyor çünkü onlarca rapor atmama rağmen hiç ekranıma uyarı gelmedi.
Sesli ve metin küfürler zaten zibil gibi. Lan bir insanın anasına bacısına niye söversin? (Benim sövmüyor tabi duyuyorum oyundayken) Ultisini kullanıyor mesela. Lan niye niye? Toksik veletleri böyle görünce sen de çıldırıyorsun tabii. Basıyorsun küfürü. Şaka şaka küfür etmiyorum. Evet.
Valorant zaten hileden geçilmiyor artık. Öyle saçma sapan yerlerde ölüyorum ki anlam veremiyorum. Koşarak tekte vuran mı dersin, pusarken seni eliyle koymuş gibi bulan mı dersin bir ton hileci var. Madem elin yatkın değil, madem malsın oynayamıyorsun oynama kardeşim. Niye bu eziyeti çekiyorsun? Git prenses giydirme oyunu aç oyna. Hayattaki tek yeteneği doğmuş olması olan bu veletlerden kurtulamayacağız.
Yani ne yapılabilir? Valorant’da olabildiğince fazla arkadaşınız olsun. Sürekli birilerini ekleyin ve onların toksiklik seviyesine göre birer birer eleyin. En azından toksiklikten uzak arkadaş çevresi yapmış olursunuz ve oyuna her girmek istediğinizde grubunuza davet edebileceğiniz arkadaşlarınız olur.
Bunlar gerçekten velet ama. Yaşları max 16 olan bu trollerden biri denk gelse şamar oğlanına çeviririm. Tokatlayarak bayıltırım. Nasıl sinir ediyorlar bir görseniz oyunu siliyorum dersiniz.
Görsel buradan hacılanmıştır. Görüldüğü üzere ticari amaçlı kullanılmamaktadır.
Bu yazıya tepkin ne?
Merhaba sayın okur! Ben, izlediği diziyi yarıda bırakıp başka diziye geçen, kitap alıp aylar sonra okuyan, bir oyuna başlayıp yarısında bırakan standart bir kişiyim. Bu blogda; izlediklerimi, okuduklarımı, dinlediklerimi, oynadıklarımı ve zaman zaman saçma sapan konularda yazarım. Kahve severim ama çayı kıramam, sabahları zor uyanırım ama gece yazı yazmak için yaratıldığımı düşünürüm. Arada sırada teknolojiye, çoğu zaman saçma düşüncelere dalarım. Kendime not alanım gibi burası. Ama belki sana da dokunur diye paylaştığım şeylerle buradayım. Okuyorsan, muhtemelen aynı frekanstayız. Yazıları beğendiysen yorumlarda buluşup sohbet edelim.
YAZAR PROFİLİNİ GÖR
