Beklediğimiz gün geldi sayın The Witcher severler!

Yeni Witcher ile The Witcher 4. Sezon Netflix'te. Liam Hemsworth sen gelmemeydin iyiydi! ...

depresan
depresan tarafından
31 Ekim 2025 yayınlandı / 18 Kasım 2025 16:40 güncellendi
2 dk 16 sn 2 dk 16 sn okuma süresi
Beklediğimiz gün geldi sayın The Witcher severler!
0 Yorum

Bekledik ve huzura eriyoruz şu saatlerde. The Witcher’ın 4. sezonunu izlemeye başladınız mı? Ben başladım. The Witcher 4. sezonuyla Netflix’te. Keşke sen gelmeseydin Liam Hemsworth…

The Witcher evrenini sevenlerin sorduğu soru şu olabilir; The Witcher yani Gerard yeni sezonda ne haltlar ediyor? 3. sezonda herkes birbirine küsüp ayrı düştü, Geralt, Yennefer ve Ciri kendi derdine düştü, insanlar, krallar, büyücüler… herkesin planı ayrı, kaos tam gaz. Bu sezon ise o dağınıklığı toparlamaya çalışıyorlar gibi görünüyor ama tabii ki her şey yolunda demek mümkün değil. Liam Hemsworth’ün Geralt rolüne geçmesi biraz göze batıyor; Henry Cavill’in karizması ve o hafif surat asıklığı yok, Hemsworth iyi niyetli ama sahnede bazen aman tamam, anladık hissi bırakıyor.

Yennefer, büyücüler dünyasında liderliğini konuşturuyor, sahnelerde hala güçlü ama korumaya çalıştığı insanların başına gelenler onu bazen aciz gösteriyor; “neden böyle yaptın” diyorsunuz. Ciri ise kaderin ve kaçışın ortasında savrulmaya devam ediyor, hamleleri riskli ama yine de merak uyandırıyor, Rats çetesiyle ilişkisi yeni sezona biraz renk katıyor. Önceki sezonda olduğu gibi karakterlerin mallıkları, yanlış kararları hala var; bazı anlarda “ulan bunu neden yaptın” diyorsunuz.

Savaş sahneleri hala etkileyici, efektler bazen çarpıcı ama bazı canavar sahnelerinde hafif amatörlük göze çarpıyor. Politik entrikalar ve büyücü meclisi bu sezon biraz daha yüzeysel kalmış, karakterler bazen kendi mantıklarıyla çelişiyor ama tüm bunlar diziyi sevmemize engel değil. Yeni sezonda bazı klasik Witcher mitolarına referanslar serpiştirilmiş, karakterlerin yalnızlığı ve kayıpları daha net hissettiriliyor, özellikle Ciri ve Yennefer için duygusal yük ağır.

Ayrıca Regis gibi yeni karakterler diziyi ferahlatıyor, hem ekibe hem hikayeye enerji katıyor. Bu sezon finale giderken, karakterler arasındaki ilişkiler ve ittifaklar daha belirgin, ama hala herkes herkese düşman olabilir, sürprizler her an kapıda. Dizi büyüleyici ve aksiyon dolu, karakter sahneleri etkileyici ama karakter mantığı hataları, prodüksiyon ufak tefek eksikleri ve başrol değişimi biraz can sıkıyor sayın okur.

Özetle sevdik mi? Evet, hala seviyoruz. Gömdük mü? Evet, ama sevgiyle gömüyoruz. Yani izlerken hem “ooo yeah” hem de “aman tanrım, ne yapıyorsun sen Geralt?” hissi bir arada. The Witcher eğlenceli, sürükleyici ve “bir sonraki bölümde ne olacak?” dedirten cinsten.

Daha önce The Witcher evreniyle tanışmamış olanlar işini gücünü bırakıp 1. sezondan izlemeye başlasınlar.

Bu yazıya tepkin ne?

Merhaba sayın okur! Ben, izlediği diziyi yarıda bırakıp başka diziye geçen, kitap alıp aylar sonra okuyan, bir oyuna başlayıp yarısında bırakan standart bir kişiyim. Bu blogda; izlediklerimi, okuduklarımı, dinlediklerimi, oynadıklarımı ve zaman zaman saçma sapan konularda yazarım. Kahve severim ama çayı kıramam, sabahları zor uyanırım ama gece yazı yazmak için yaratıldığımı düşünürüm. Arada sırada teknolojiye, çoğu zaman saçma düşüncelere dalarım. Kendime not alanım gibi burası. Ama belki sana da dokunur diye paylaştığım şeylerle buradayım. Okuyorsan, muhtemelen aynı frekanstayız. Yazıları beğendiysen yorumlarda buluşup sohbet edelim.

YAZAR PROFİLİNİ GÖR

Yorum Ekle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
“Yok edilmem gerektiğini biliyorum. Ben doğanın bir hatasıyım, deli bir hayvanım.”
26 Nisan 2023

“Yok edilmem gerektiğini biliyorum. Ben doğanın bir hatasıyım, deli bir hayvanım.”

Beklediğimiz gün geldi sayın The Witcher severler!

Bu Yazıyı Paylaş

Hosting faturamı ödemek isterseniz iletişime geçelim mi? İletişim
Bildirimler
2